Başbuğ'dan çok özel anılar!

Başbuğ'dan çok özel anılar!
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ kitap oldu! Kitapta Başbuğ'dan ilk kez duyacağınız çok özel anılar da yer alıyor. Abone ol

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ kitap oldu. Terör Uzmanı Ercan Çitlioğlu’nun kaleme aldığı “BAŞBUĞ / ORG. İLKER BAŞBUĞ İLE TARİH VE GELECEK” adlı kitap Destek Yayınları’ndan çıktı. Kitap, 26 Şubat Cuma günü raflarda yerini alacak ve okuyucularıyla buluşacak.

BAŞBUĞ'DAN ÇOK ÖZEL ANILAR

Oda TV'nin haberine göre; kitapta, Ercan Çitlioğlu’nun Orgeneral Başbuğ ile yaptığı özel bir röportaj da bulunuyor. Röportajda, Başbuğ’un askerlik hayatından çok özel anılar, bilinmeyen anekdotlar ve tarihe ışık tutacak detaylar yer alıyor.

İşte Başbuğ kitabındaki o röportajdan ilk kez okuyacağınız kesitler…

TERHİS OLMAK İSTEMEYEN ÇAVUŞ

“Bir çavuşum vardı. Kıta çavuşu. Ben bu kıta çavuşunu atış idarede çalışan birisi olarak yetiştirdim. Terhis zamanı geldi çocuğun. Fakat terhis tarihinden herhalde bir hafta ya da on gün sonra Kara Kuvvetleri Komutanı denetleme için tugaya gelecek. O dönemde yabancı ziyaretçiler yani yabancı komutanlar bizim minyatür atış alanına mutlaka getirilirdi. Uygulama öyleydi. Kara Kuvvetleri Komutanı da gelecek bizim atış alanına. Rahmetli Orgeneral Ali Keskiner... Bu çocuk o dön seo usa emde terhis olup gitmiş olacak. Bakın anlattıklarım gerçekten doğru..”

Bu vurgudan sonra ilginç bir şeyler dinleyeceğimiz belli oluyor.

“Çavuş yanıma geldi, bana dedi ki; ‘ Teğmenim ben terhis olup gitmek istemiyorum, bir hafta daha kalacağım, bu atış görevini yapacağız, ancak ondan sonra giderim.’ Hani Atatürk’ün Mehmetçik için bir sözü var, dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz bir asker yoktur, diye. Onu yaşıyorsunuz o an. (Duygulanıyor bu noktada ve duygu yoğunluğu sesine yansıyor.) Bakın Türk askerinin görev anlayışı bu. Ancak bir sorun var, o da şu, terhis işlemini yapacağız, yapacağız da nasıl misafir edeceğiz birlikte? Bir şey olsa bunun sorumluluğu var. Ben de Tabur Komutanına söyledim; ‘Komutanım böyle, böyle. Çocuk terhis oluyor, normal terhisini yapacağız ama Kuvvet Komutanı geldiğinde atış alanındaki görevini yapmak istiyor.’ Tabur komutanı; ‘peki, kalsın’ dedi. Kara Kuvvetleri Komutanı geldi, o görevi yaptık, çavuş ondan sonra birlikten ayrıldı, herhalde bir hafta geç gitti memleketine. Bunu hiç unutmam..."

“YÜZBAŞIM, SİZİN ÖĞRENCİNİZ OLMAYI ARZU EDERDİM...”

Başbuğ, Ercan Çitlioğlu’na verdiği röportajda, Harp Akademilerinde yaptığı öğretmenlik görevinden de bahsediyor. 1975 yılında yüzbaşı rütbesiyle başladığı öğretmenlik döneminden şu anısını paylaşıyor:

“Bir gün dersimize Harp Akademileri Komutanı geldi. Rahmetli Orgeneral Hamza Günalp. Derste, Kolordunun Oynak Savunma Konusu’nu işliyoruz. Dinledi dersi, sonra bir soru sordu; ‘Yüzbaşım, bu soruyu tartıştırın’ dedi. Sınıfta tartıştık, çok güzel bir tartışma ve ders oldu. Benim için çok değerli bir şey. Hayatım boyunca en unutamadığım, maddi açıdan değil ama manevi değeri ölçülemeyecek kadar büyük bir şey. Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Hamza Günalp ayrılırken durdu, dedi ki; ‘Yüzbaşım, sizin öğrenciniz olmayı arzu ederdim...”

”O’NUN BOŞLUĞU ÇOK BÜYÜK, KENDİSİNİ HER ZAMAN ÖZLÜYORUM...”

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, 2008 yılında vefat eden diplomat ve milletvekili Gündüz Aktan’la olan dostluğunu da bu kitapta anlatıyor. İşte Ercan Çitlioğlu’nun sorusu üzerine Başbuğ’un verdiği yanıt…

“Zor anları vardır insanların zaman zaman, hani birşeyleri paylaşmak istedikleri ya da fikir alış verişinde bulundukları, ulaşılabilecek bir uzaklığın yakınlaştırdığı kişilere duyulan o güven dolu özlemin ortaya çıktığı anlar. Asker çevresinin dışında böyle birileri var mı acaba, hep yakınında olmasını istediği birileri..?

Hiç düşünmeden iki sözcük dökülüyor ortaya; “Gündüz Aktan” (biraz duruyor sonra daha yüksek bir sesle tekrarlıyor;) “ Evet, Gündüz Aktan...” (Sanki çağırıyor ya da adını yüksek sesle söylediğinde duyacağını sanıyormuş gibi bir ifade yerleşiyor yüzüne. Ve o, buzdan adam denilen kişinin gözlerinde hafiften bir nemlenme var, uzunca bir süre duruyor, sessizliğin büyüttüğü duygusal bir anın ardından devam ediyor:

“Hem çok sevdiğim, hem hayran olduğum, hem de her zaman örnek aldığım birisi idi Gündüz Aktan. Benim içimde O’nun boşluğu çok büyük, kendisini her zaman özlüyorum...”

Kitabın arka kapağında Başbuğ’a ait şu sözler yer alıyor:

"...Hangi ülkede olursa olsun biz askerler için hayat zordur. Denize baktığımızda maviyi, ovaya baktığımızda düzlüğü, ormana baktığımızda ağaçları, dağlara baktığımızda yüksekliği görmekteyiz. Oysa biz, askerler, denizin mavisiyle birlikte derinliğini, ovanın düzlüğü ile birlikte engebelerini, ormanın ağacı ile birlikte tehlikesini, dağın yüksekliğiyle birlikte uçurumlarını da görmek zorundayız.

Aynı şekilde; birey, ülke, bölge ve dünya güvenliği için ortaya konan tüm uluslararası ilişki biçimlerinin de bütününe bakarken ayrıntılarını da değerlendirmemiz gerekir..."

Org. İlker Başbuğ/ 6 Haziran 2005



Kategori : GÜNCEL