Mardin'e yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta yer alan ve coğrafi güzelliğiyle bölgedeki diğer köylere göre farklılık gösteren Bilge köyü, geçen yıl 4 Mayıs akşamı Sevgi Çelebi ile Habip Arı'nın nişan töreni için biraya gelenlerin bulunduğu köy muhtarı Hacı Halim Çelebi'nin evine uzun namlulu silahlarla düzenlenen saldırı sonucu adeta kan gölüne döndü.
Saldırıda, 7'si çocuk, köy muhtarı Hacı Halim Çelebi ile imam Hacı Kazım Ozan'ın da aralarında bulunduğu 44 kişi öldü.
Bu vahim olay bir anda Türkiye'nin yanı sıra dünya basının gündemine oturdu.
Nedeni hala tam olarak belirlenemeyen, 7'si çocuk 44 kişinin öldüğü, Türkiye'de herkesin büyük üzüntü duyarak günlerce konuştuğu Bilge köyü katliamı aradan geçen 1 yıla rağmen saldırıyla ilgili yayımlanan her görüntü ve fotoğraf karesine bakanların yüreğini dağlamaya devam ediyor. Katliam, olaydan kurtulanlarda onarılması mümkün olmayan derin izler bırakırken öksüz ve yetim kalan 61 çocuk, minik yürekleriyle yeni duruma uyum sağlamaya çalışıyor. Olayda anne ve babalarını kaybeden çocuklar 1 yıllık gelişmeleri ve köye gelenleri şaşkınlıkla izleyip yaşananları algılamaya çalışırken ziyaretçilerin kendilerine hediye ettiği oyuncaklarla oynarken kısa süre de olsa çevredeki gelişmelerden kopup çocukluğun verdiği mutlu dünyada yaşıyor.
Geçen sürede politikacısından, sanatçısına, sporcusundan, sivil toplum kuruluşu temsilcisine kadar her kesimden binlerce kişi köye gelip büyük acıyı paylaşırken olayın mağdurlarını da teselli etti. Aralarında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül, Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Gülben Ergen, Meltem Cumbul ile Hakan Şükür'ün de bulunduğu kişiler, çocukların çeşitli aktivitelerle olayın üzüntüsünden biraz olsun uzaklaşmasını sağladı. Devlet bütün kurumlarıyla Bilge köyü sakinlerinin ihtiyaçlarını giderirken olayın hemen ertesinde valilik köyde kurduğu mutfakta sıcak yemek verirken özellikle çocuk ve kadınlara çeşitli kurumlarca rehabilitasyon desteği sağlandı.
Çoc seo hizmeti ukların daha güvenli ve köye daha yakın bir yerde eğitimlerini sürdürmeleri için yaptırılan, 4 ayda tamamlanan Bilge Köyü İlköğretim Okulu, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu tarafından açıldı. Çocuklar yeni okullarında öğretmenleri eşliğinde yaşadıkları travmayı atlatmaya çalışırken köye gelen ziyaretçilerin kendilerine gösterdikleri yoğun ilgiden oldukça memnun oluyorlar.
Bu arada, eski Mardin milletvekili Süleyman Bölünmez, katliamda yaşamını yitirenlerin defnedildiği köy mezarlığını yeniden düzenleyerek yöreye özgür Mardin taşından yaptırdı. Mezar taşlarında ölüm tarihi yerine ''veda tarihi'' ibaresi yer alıyor.
Valilik köy sakinlerine sıcak yemek dağıtmaya devam ederken güvenlik güçleri olayın ardından kurduğu geçici karakolda önlemini sürdürüyor. Ziyarete gelenler jandarma kontrolünde köye alınıyor.
İMAM HACI KAZIM OZAN'I UNUTMADILAR
İdealleri uğruna doğduğu yerden çok uzaktaki bir köye insanlar arasındaki sevgi ve hoşgörüyü yaymak amacıyla gelen ve hain saldırıda görevi başında ''şehitlik'' mertebesine ulaşan, nikah töreni için davet edilen ve cemaate namaz kıldırdığı sırada hain saldırının hedefi olan Hacı Kazım Ozan, yüreğindeki büyük sevgiyi köydeki herkese aktarmayı başararak yöre insanın en güzel anıları arasında yerini almayı başardı. Ozan, köy sakinleriyle güven köprüsü kuran, ölmeden önce çocuklara kuran okumayı öğretmenin yanı sıra üniversiteye hazırlanan gençlere her akşam evinde matematik, fizik ve kimya gibi dersleri vererek üniversiteye gitmeleri için büyük emek verdi. Daha önce köy dışına hiç çıkmamış olan köyün kızları başta olmak üzere bütün çocukları bölgedeki tarihi mekanlarına götürüp ufkunu açarak farklı bir imam portresi çizen Ozan'ı Bilge köyü sakinleri unutmadı. Ozan, memleketi Ankara'nın Beypazarı ilçesinde toprağa verilmesine rağmen Bilge köyü sakinleri Kazım Ozan için köyde temsili mezar yaptırdı. Köy sakinleri, saldırıda yaşamını yitiren imam Ozan'ı unutmadıklarını, onu sevgiyle andıklarını söyledi.
SALDIRGANLARIN YAKINLARI DA MAĞDUR EDİLMEDİ
Saldırıyı düzenleyenlerin yakınları olan 58'i çocuk, 18'i kadın 84 kişi, olayın ardından güvenlik güçlerince alınan önlem sayesinde köyden çıkarılarak ilk olarak Mazıdağı Fosfat Tesislerine, ardından Mardin'den yaklaşık 2 bin kilometre uzaklıkta Kırklareli'nde kendileri için satın alınan 32 konuta yerleştirildi. Bu ailelerin okul çağındaki çocukları Kırklareli'ndeki okullara yerleştirilerek eğitim yoksun bırakılmadı. Kırklareli Milli Eğitim Müdürlüğünce yetişkinler için 1. derece okuma yazma ve biçki dikiş kursları açıldı. Bunun yanı sıra Mardin'den gelen ailelerin Kırklareli'nde kendilerini yalnız hissetmemeleri için valilik başta olmak üzere tüm kuruluşlarca 84 kişiye her türlü destek verildi.
Saldırının ardından sanıklar hakkında iddianame hazırlayan Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın güvenlik gerekçesiyle başka bir ilde yapılması için Adalet Bakanlığı aracılığıyla Yargıtaya talepte bulundu. Talebin kabul edilmesinin ardından yargılamanın güvenlik gerekçesiyle Çorum Ağır Ceza Mahkemesinde yapılması kararlaştırılırken ilk duruşma 2 Eylül 2009 tarihinde gerçekleştirildi.
8 duruşmanın ardından, 26 Nisan 2010 tarihinde dava sona ererken 8'i tutuklu 13 sanık hakkında açılan davada 6 kişiye 44 kez ağırlaştırılmış müebbet, yaşı küçük olan 1 sanığa 44 kez 15 yıl, evinde silah bulunduran 1 kişiye 15 yıl, havaya ateş açtığı iddiasıyla tutuksuz yargılanan kişiye 6 ay hapis cezası verildi. Tutuksuz yargılanan 4 kişi beraat etti.
''YAŞADIĞIMIZ DOĞAL AFETTİ''
Bilge köyü muhtarı Abdurrahman Çelebi yaptığı açıklamada, saldırganlara verilen cezaların bir nebze olsun kendilerini sevindirdiğini söyledi.
Olayın ardından geçen 1 yıllık sürede köye gelerek acılarını paylaşan herkese teşekkür eden Çelebi, yaşadıkları acının unutulmasının mümkün olmadığını belirtti.
Geçen yıldan bu yana valilikçe köyde sıcak yemek verildiği, öksüz ve yetim çocuklar için bu uygulamanın 1 yıl daha devam etmesini istediğini kaydederek, şöyle konuştu:
''Bundan sonra artık ayaklarımızın üzerinde durmamız gerekiyor. Bu acılar içimizden çıkmaz, yaşadığımız sürece bu acıları taşıyacağız ama biraz olsun saldırganlara verilen cezadan dolayı rahatladık. Adaletin yerini bulması bizim için çok önemliydi. Madem ki Türkiye'deki herkes bizimle ağladı, biz de bu karara saygılı olmalıyız. Tüm Türkiye'ye teşekkür ediyoruz. Dünyanın en kötü olayını yaşadık. Buna kader diyelim, yaşadığımız doğal afetti. Başımıza gelen 4 Mayıs felaketi bizi yıktı. Kendi köyümüzde dünyadan habersiz yaşarken böyle bir felaket yaşadık. Buna düşmanlık demek yanlış olur. Bize verilen moral desteği bizi ayakta tuttu. Diyarbakır'daki özel bir okulda beden eğitimi öğretmeni 3 ay köyde kaldı ve çocuklara sportif faaliyetler yaptırdı. Hepimizin hayatını değişti. Ben bile bu yaşta ve yaşam tecrübesine rağmen artık yaşamak istemiyordum. Fakat Nuri Batır hocamız çocuklara kucak açıp onların dünyasını değiştirdi.
Yeni bir proje başlattık. Öksüz ve yetim çocuklarımıza ev yapacağız. Kampanya yeni başlamasına rağmen şimdiden çok sayıda hayırsever iş adamı destekte bulunacağını söyledi. Köyde çocuklar için kendilerine ait birer odaları ve banyoları olacak şekilde evler yapacağız. Ben de köyün muhtarı olarak ilk olarak bir kamyon tuğla aldım. Köyde 16 hanede 121 kişi var, bunların 61'i öksüz ve yetim çocuklardan oluşuyor. Amacımız çocuklarımızı eğitim almış birer iyi vatandaş olarak yetiştirmektir. Olayın başından bu yana valimiz Hasan Duruer başta çocuklar olmak üzere köydeki herkesle yakından ilgileniyor. Çocuklarla ilgili sorunlarla yakından ilgileniyor.''
Muhtar Çelebi, 44 yakınının ölümüne neden olan katliamın gerekçesinin öğrenememenin üzüntüsünü yaşadıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
''Aradan 1 yıl geçti. Olayı gerçekleştirenlerin yargılaması sona erdi. Ancak ne yargılama sürecinde ne de başta şekilde katliamın nedeni ortaya çıkmadı ama ümitliyiz, nedeni ortaya çıkacak, buna inanıyoruz. Katliamın nedenini hala öğrenemedik. Ancak olayın arkasında açılıma karşı olanların olduğunu düşünüyorum. Çünkü saldırı hükümetin açılımı başlattığı sürece denk geliyor. Üstelik hepimizi öldürüp olayı PKK'nın gerçekleştirdiğini söyleyeceklerdi ancak bunu başaramadılar. Bu nedenle, açılımı baltalamak isteyenlerin bu işi organize etmiş olabileceğini düşünüyorum.''
Çelebi, katliamın birinci yıl dönümü dolayısıyla 4 Mayısta köy mezarlığının yanındaki alanda mevlit okutacaklarını belirterek, ''Mazıdağı Müftülüğünün katkısıyla ilçeye bağlı 50'yi aşkın köydeki imamların katılımıyla ölenler için mevlit okutacağız. Mevlide aralarında imam Hacı Kazım Ozan'ın ailesi ile Hakan Şükür'ün de bulunduğu çok sayıda kişi katılacak'' diye konuştu.
Kategori : GÜNCEL